6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Konsolide metin
Ì İdare tarafından idari bir kararla özgürlüğü bağlayıcı karar verilemez. Anayasanın 38/10 maddesinde bu hüküm emredici olarak belirlenmiştir. Kamu hizmetlerini gerçekleştirmek ve kamu düzenini sağlamakla görevli olan idare, bu görev ve yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için üstün yetkilerle donatılmıştır. Bu üstün yetkilerden en önemlisi ise, düzeni ihlal edici davranışlara müeyyideler uygulanabilmesidir[6]. İncelemenin sonunda ise; belediyelerin cezalandırma yetkisinin tahlili ile Kabahatler Kanunu ile getirilen yeni idari ceza usulü ele alınarak tespit ve önerilerde bulunulacaktır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, altmış gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Özürsüz kaybeden veya harabolmasına sebebiyet veren …… asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” (AsCK m.130). Davacı taraf veya vekili, karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgelerin savunmaya esas teşkil edecek unsurlar olduğu iddiası ile mahkemeye itiraz edebilir. Yapılan bu itiraz, mahkeme tarafından incelenerek haklı görülen hususlarda, mahkemenin belirleyeceği çerçevede daha önce karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgeler karşı tarafa incelettirilebilir. AİHM, Şenay Aksoy (Eroğlu) / Türkiye davasında[687] da AYİM’deki askeri hakim ve subay üyelerin hakim teminatı bakımından yeterli teminata sahip olduğunu, mahkemenin bağısız ve tarafsız bir görünüm sergilediğini tekrar etmiştir. Seçilen üyeler rütbe ve kıdem sırasına göre AYİM başkanlığına, başsavcılığına, daire başkanlıklarına ve üyeliklere Milli Savunma Bakanı ve Başbakan tarafından imzalanan ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanacak kararname ile atama yapılır ve atamalar Resmi Gazetede yayınlanır. Mahkeme başkanı, başsavcı ve daire başkanlarının askeri hakim sınıfından olması zorunludur(m.9).
Yasa koyucunun bu tercihi ile basit bazı suçlarla ceza yargısının meşgul olmaması, idari tedbir ve cezalarla konuya müdahale edilmesi tercih edilmiştir. Hal böyle olunca da, adı üstünde “idari ceza” olan bu işlemler tipik idari işlemler olup, ceza hukuku ile ilgisi yoktur. Bu işlemleri ceza yargısının uğraş alanından çıkarıp kanun yolu olarak tekrar ceza yargısına yönlendirmek, yukarıdaki saikle bağdaşmamaktadır. Kabahatler Kanununda ceza hukuku müesseselerine yer verildiği, pek çoğu hukukçu olmayan idari hakimlerin buna nüfuz edemeyeceği eleştirisi getirilebilir. Bu noktada da, anılan usul hükümlerinin ceza verme aşamasıyla ilgili olduğunu, idarecilerin (zabıtanın bile) bu usul hükümlerine nüfuz edemeyeceği kaygısı taşımadan müeyyidenin idari cezaya dönüştürüldüğü, dolayısıyla sadece bu işlemi denetleyecek idari hakimler yönünden bu kaygının yersiz olduğunu belirtmek gerekir. Bu bağlamda, yukarıda belirtildiği üzere herhangi bir hukuka aykırılık içermeyen disiplini cezasından ötürü idarenin tazmin sorumluluğunun doğmayacağı ve bu nedenle manevi tazminat isteminin de hukuki dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır”[817]. AYİM bu kararında da hukuka uygun bulduğu disiplin cezasından dolayı açılan tazminat davasını kusursuz sorumluluk ilkesine göre esastan incelemiştir. Yukarıda yer verilen yasa hükümlerinden disiplin amirleri tarafından verilen “oda hapsi” disiplin cezasının, hürriyeti tahdit eden bir ceza olduğu anlaşılmaktadır. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre de oda hapsi cezası alan asker kişiler mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirecekler, ceza süresince genel hizmet yapamayacaklar ve emir veremeyeceklerdir. Cezanın infaz biçiminden de, oda hapsi cezasının hürriyeti tahdit eden bir niteliği bulunduğu görülmektedir. Göz hapsi ve oda hapsi cezalarının kişi özgürlüğünü sınırlayan nitelikte olduğu AsCK’nun 21.
Adil yargılanmanın hakkının birinci şartı, yargılamanın bir “mahkeme” tarafından yapılmasıdır. AİHM içtihatlarında “mahkeme” deyimi, kanunla kurulan yürütme organı ve taraflar önünde bağımsız ve tarafsız bir makamı ifade eder[657]. Diğer unsurlar ise bu organın yargısal rol ve adli fonksiyona sahip bulunması yani görevine dâhil konularda belli bir usul izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak gereğinde devlet zoruyla yerine getirilmesi mümkün kararlar verme yetkisini elinde tutmasıdır. Bu çerçevede genel ve olağan yargılama organları dışında yer alması veya yargısal fonksiyon yanında başka görevler de yürütmekte olması onun mahkeme sayılmasına engel olmaz. Uyuşmazlık konusu olayı hem fiili, hem de hukuki açıdan inceleme yetkisine sahip bulunmayan organlar mahkeme sayılmaz[658]. Görüldüğü üzere, yükümlü askerler için özel hayat hakkı yönünden Anayasal içerikli sınırlar söz konusu iken, haberleşme gizliliği yönünden kanunla sınırlama öngörülmüştür. Bunu her iki hak için de geçerli bir uygulama ile açarsak, meselâ istihbarat yönergeleri gereğince erbaş ve er mektuplarının okunması, Silahlı Kuvvetlerin Kanun’un saydığı kurumlardan olmasından dolayı haberleşmenin gizliliğinin ihlali sayılmaz. Aynı şekilde, askerî disiplin ve güvenlik ihtiyacı özel hayat hakkının da kapsamını belirlediğinden salt bu amaçla sınırlı ve ölçülü bir uygulama Anayasa’ya uygun kabul edilecektir. Hiç şüphesiz mektuptaki kişisel bilgilerinin, askerî disiplin ve güvenlik gerektirmedikçe üçüncü kişilere aktarılması hem özel hayatın hem de haberleşmenin gizliliğini ihlal eder. Mahkeme, bir fiilin “suç isnadı” niteliğinde olup olmadığını belirlerken, suça ilişkin iç hukuktaki niteleme ile suçun kapsam ve ağırlığına bakmaktadır.
AYİM bu şekilde oluşmuş bir Yüksek Disiplin Kurulunun verdiği cezanın yargı denetimine açık bir idari işlem olduğuna, iptal edilebilirlik özelliği taşıdığına, ancak yok hükmünde olmadığına karar vermiştir[419]. Maddesine bağlı cetvelde disiplin amirlerinin verebilecekleri cezalar rütbelerine göre belirlenmiştir. Ancak TSK’da çalışan Devlet memurlarının 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarında disiplin amirlerinin verebileceği cezalar rütbeye göre belirlenmemektedir. 657 SK’da özel düzenleme olması sebebiyle, 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarına ceza verilmesinde AsCK’nın 171. Maddesine ekli cetvelde, binbaşı rütbesinde bir disiplin amiri Devlet memuruna 1/20’ye kadar miktarda aylıktan kesilmesi cezası verebilmekte, Tuğgeneral rütbesinde bir disiplin amiri ise 1/12’ye kadar miktarda aylıktan kesilmesi cezası verebilmektedir. Maddesine göre disiplin amirlerinin hepsi 1/8’i ile 1/30’u arasında aylıktan kesme cezası verebilmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi, 657 SK’nun “disiplin” bölümü içinde yer alan çeşitli hükümlerinde soruşturmadan ve soruşturmacıdan söz edilmektedir.
- “Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek” (657 SK m.125/B-m)[194].
- Maddesi ile arasında bir çatışma bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
- Yetki tecavüzü işlemin yer, zaman ve konu bakımından sakatlık hallerini kapsar.
- Böylece vergi dairesi, her ay bu tahsilatı gerçekleştirir ve bu durumda hesap blokesi de kaldırılır.
(2) Bu kararlara karşı kanun yoluna başvurabilmesi için Cumhuriyetsavcısı için öngörülen sürenin geçmesiyle katılan da başvuru hakkını kaybeder. (2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz.Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayankatılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenipkarara bağlanır. (4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerin dışında başka bir kararveya hükmün verilmesi hâlinde bunun nedenleri gerekçede gösterilir. (3) Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, 223 üncümaddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen hallerden hangisinedayanıldığının gösterilmesi gerekir. (8) Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya dasoruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılmasıhallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veyakovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüzgerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararıverilir.
Maddesinden aldığı yetkiyle, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda, idari kararla kişi hürriyetini sınırlayan bazı düzenlemeler yapmıştır. Maddede öngörülen özgürlük kısıtlamasının içeriği bireyin fizik yahut beden özgürlüğü; diğer bir deyimle, bir yere kapatılmaması, tutulu (yakalama, gözaltı vb.) veya tutuklu bulunmaması hakkıdır[544]. Düzenlemeyle gözaltına alma ve tutuklama sürelerini kısıtlayarak ve bazı şartlara bağlayarak, kişi özgürlüğünün devlet tarafından keyfi bir şekilde ihlal edilmesinin önlenmesi amaçlanmıştır[545]. Halen uygulama imkanı bulunan bu disiplin cezası artık kıtası huzurunda infaz edilmediğinden kişiyi teşhir etme niteliği ortadan kalmıştır. Askerlik hizmetinin ve asker topluluğunun bünyesindeki özelliklerin doğurduğu bir ihtiyacı karşılar. Askeri Ceza Kanununun konu ile ilgili hükümlerinin bir arada gözden geçirilmesi cezanın niteliğini bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmağa yetecektir. Suçlara uygulanan cezaların insan onuruna aykırı olmaması gerekir. Ayrıca cezanın niteliği itibariyle insan onuruna aykırı olmasa dahi, süresi, miktarı bakımından insanlık dışı sayılması mümkündür. Suç ve ceza arasında belli ve orantılı bir ilişki bulunmalıdır. Suçla orantısız, aşırı boyutta bir ceza gayriinsani muamele sayılabilir[527]. Çelik ise, genel olarak uluslararası andlaşmaların kanun değerinde olduğu tezinin kabul edilemeyeceğini düşünmektedir. Eğer andlaşma kanun hükmünde sayılır ve bu andlaşma ile kanun arasında çatışma olursa, bu çatışma lex posterior esasına göre çözümlenir.
Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesparibahis. Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Madde 39 – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, yayının durdurulması için mahkemeye başvurur. Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir. (6) Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın neolduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanunyollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının,başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekildeaçıkça gösterilmesi gerekir. (4) Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde, en geçonbeş gün içinde, Cumhuriyet Başsavcılığı, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi vesonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir. (4) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, kullanmakta olduğu mobiltelefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyetsavcısının kararına istinaden tespit edilebilir.
Maddeye dayanılarak yapılan geçici tutuklamalar, Sözleşmenin 5/1-C[577] maddesindeki sınırlama sebepleri içerisinde değerlendirilebilir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi oda hapsi disiplin cezasının iptali istemiyle açılan bir davada bu görüşü benimseyerek AİHS ile iç hukuk çatışmasının, yasa – sözleşme çatışması değil Anayasa – Sözleşme çatışması olduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir[564]. Maddesinin gerekçesinden ve Anayasa Komisyonu raporundan “esas alınır” sözcüklerinin “öncelikle uygulama” anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda, andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır[561]. Göz hapsi cezalarının infazında ise mesai saatlerinde genel hizmet yapılmakta sadece mesai sonrası kışlada kalma zorunluluğu bulunmaktadır. Göz hapsi cezasının 28 gün kesintisiz şekilde infaz edilmesi kişi özgürlüğünün sınırlandırılması anlamına gelebilirse de insanlık dışı ve onur kırıcı bir ceza olarak kabul edilmesi kanaatimizce mümkün değildir. Askerlerin sivillerden farkı, gerektiğinde vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda bilerek ve isteyerek yaşama hakkından vazgeçme mecburiyetinin olmasıdır[500]. Bu husus, 211 sayılı İç Hizmet Kanunu’nun 37.maddesinde metni verilen askerlik yemininde ve 39.